21 Eylül 2014 Pazar

KARADENİZİN İNCİSİ: ÜNYE!


Şehirler diyorum.

karadeniz ünye
Bi insan bi şehire nasıl bağlanır?
O şehre insanlarını sevdiğiniz için mi bağlanırsınız?
Ünye'de yaşamadan önce ben de öyle düşünürdüm.
Yanlış.Çok yanlış. İnsanlar biter.İnsanlar gider.Her acında sırtını döner bir kez daha vururlar.Bunu hemen anlayamazsın zaman gerek.
Ama şehirler terketmez.Her gittiğinde kucak açar sana.Hele ki deniz varsa o şehirde,Engindir.Vefalıdır.Gidip bağıra çağıra anlatırsınız da derdinizi kimselere demez.
Öyle bi şehir düşünün ki gözyaşlarıyla bana bu satırları yazdıran.

balıkçı teknesi

Bu güne kadar ''Bir şehri güzel yapan insanlarıdır.'' dedim ben hep. Çook dostluklar bıraktım arkamda. Yaklaşık 3 yaşımdan beri geziyorum şehir şehir. 'Nerelesin?' sorusuna cevabım yok.Uzamasın mevzu diye Afyonluyum diyorum. Siirt,Denizli,Uşak,Karaman,Ankara ve Ünye. Tabi bunlarla beraber gidilip gelinen bissürü şehir ve bissürü insan. Ünye'yi diğerlerinden ayırıyorum çünkü belli bi acı sınırındayken geldim ben buraya. Hiçbir insanla bağ kurmadım. Ama şehir beni müptela etti kendine. Açıkçası kurmak istesem de bana insanları çok soğuk geldi. Buradan Ünyelilerin gönlünü kırmak istemiyorum. Belki de ben soğuk insanlarla karşılaştım. Burada böyle dizilerdeki gibi Karadeniz şivesiyle konuşan insanlar yok varsa da çok nadir. Mesela düğünlerde horon tepen insanlara çook az rastladım.Biraz arada kalmış bi şehir alttan iç anadolu esintileri yanlardan karadeniz esintileri. Mesela en çok şaşırdığım şeylerden bi tanesi de kendi yöresel yemeklerinin lokantalarda bulunmaması. O kadar ilginç yemekleri var ki ben tattım hayran kaldım. Keşke bulsaydık.Ayrıca Karadenizin en güzel en uzun  sahilleri Ünye'de. Çünkü Karadeniz çok dağlık olması sebebiyle Ünye'den ileri gittikçe de  daha da darlaşıyor Evet itiraf etmeliyim ki Karadeniz havalarında yaşayamacağımı düşünüyorum.Günlerce güneş açmayıp yağmur yağdığı zamanlar oluyor çünkü:( Ama doğası her şeyin üstünü örter vaziyette.

karadeniz sahili

Düşünüyorum da belli bi şehirde belli bi çevrede olmak mı yoksa sürekli şehir değiştirmek mi?
Bu mevzunun canıma tak ettiği çok zamanlar oldu. Bi yere gidiyorsun güzel insanlar tanıyıp mis gibi dostluklar kuruyorsun. Sonra ayrılmak zorunda kalıyorsun. Gittiğin şehirde her şey sil baştan. O kadar zor bi şey ki bu gönlü yoran. Orada tekrar dostluklar kuruyorsun hoop bi daha gitmek zorunda kalıyorsun. Tabi bunun bi de sürekli eşya toplama kısmı var bıkkınlık getiren.
Ama iyi yönleri de var. Çünkü tebdil-i mekanda ferahlık vardır. En önemlisi de bi yere yerleşemiyorsun. Şu hayatta geçici olduğunu idrak etmene yarıyor. Farklı kültürler,hayata farklı bakan insanlarla birlikte bissürü pencereden bakabiliyorum dünyaya. Empati duygunu tavan yaptırıyor. Değişik tatlarla mideni,bambaşka müziklerle ruhunu doyuruyorsun.Ufkun genişliyor.
Çok şehirliyim artık ben. Ünye'de bir buçuk yıl yaşadım yaklaşık olarak. Karadeniz kızı vasfını da ekliyorum buradan giderken kendime.
Evet  sabah denizden tutulup akşam tabağımda olan balıklarını,
Her kafama estiğinde denizin dibinde bitmeyi,
Güneşli olup da aniden kapkara olan havalarını,
Birden derinleşiveren denizinde yüzmeyi,
Evimden izlediğim muhteşem günbatımlarını,
Evimin ve Çakırtepe'nin harika manzarasını
Her mevsim yemyeşil doğasını,
Ramazan şenliklerini,
Anlamsız bi şekilde seni seviyor oluşumu çok özleyeceğim.
Ben gidiyorum artık hiç haz etmediğim gri gökyüzülü bi şehre. Ama o umut hep içimde yoksa yaşayamazdım zaten.
Ben şimdi son günlerimin,son balık mangal ziyafetlerimin  tadını çıkarıyorum.
Ben gidiyorum Ünye hoşçakal...

karadeniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder